19 Ağustos 2018 Pazar

Bisiklet Sevdasi 2

Oldukca uzun bir aradan sonra gene buradayim. Hayatimda bir dunya degisiklik oldugunu belirtmeliyim. Bulasikci olarak girdigim sirketin baska bir restoranina mudur olarak atanmam gibi mesela,ailemize yeni gelecek olan ufaklik yuzunden paslastigimiz ev yerine paylasimsiz (kirasini odedigimiz surece) bize ait olan apartman dairesine tasinmamiz gibi mesela... 

Bu degisikliklerden biri de Bisiklet Sevdasi yazimda paylastigim ucretsiz olarak edindigim ilk bisikleti bu gun itibariyle satmis bulunuyorum zira evimin 1 oda, 1 salon oldugundan yer sorunumuz vardi. Is yerinden bir arkadas da ihtiyacim var deyince £35 a sativerdim. Yaptigim en karli is bu oldu diyebilirim. Zira otobuse binmedigimden dolayi biriktirdigim o zaman icin yeni aldigim bisiklet bedavaya gelmisti simdi de ustune £35 kazaninca £300 a yakin bir getirisi oldu bana... Umarim bana ugurlu geldigin gibi sattigim insanlara da ugurlu gelirsin.

5 Aralık 2016 Pazartesi

İngiltere'de Geçen Bir Tam Yılın Ardından Akılda Kalanlar...

Arkadaşlar merhaba,
Artık 1 yılı aşkın süredir İngiltere'de yaşamaktayım.İlk başlarda garip gelen bir çok şeyi kanıksamaya başlıyor insan vakit geçtikçe.Trafiğin tersten akışı,dil aksan,yaşam biçimleri vb...
 
Bir yılın ardından dilimioldukça geliştirdiğim çevremdekiler tarafından ara ara belirtilmesine rağmen bana göre hala bir gelişim mevcut değil. İş bulma konusunda ise hala bir sözleşmeli işe başlayamadım lakin bir iş teklifi aldım belgelerin tamamlanmasını bekliyoruz yani eli kulağındadır.
 
Aklımda bir birinden farklı içeriğe sahip iki kitap yazma fikri mevcut lakin bunları gerçekleştirmek için oldukça tembeli zaten bu yüzden çektiğim bir dünya video size henüz ulaşamadı.
 
Mesela hanımla önce İskoçya'ya sonra Çek Cumhuriyeti'ne gittik bir dünya güzel anı sahibi olduk ama videoları toparlamak düzenlemek ve seyredilir hale getirmek gözümde o kadar büyüyor ki olayı gerçekleştiremiyorum.
Burada bir çok yeni şey öğreniyorum her geçen gün yepyeni şeyler.

Bir de Avrupa ülkelerinin aslında bize bahsedildiği kadar mükemmel olmadığını insan içine girdikçe daha iyi anlıyor. Mesela vejeteryan yemek satılan yerde et yemeğide satılıyorsa ve siz sıkı bir vejeteryansanız sakın oradan almayın zira bazen aynı kaşıkla hem et hem de vejeteryan yemek servis edildiğini gerekli hassasiyetin gösterilmediğini ve çalışsanların bu konudaki bilgisiz,bilinçsiz ya da umursamaz tavırlarını defalarca gördüm. Sadece yemek konusu mu tabi ki hayır trafik kurallarına uyma-ma,temizlik tertip düzen otobüsün içinde tüküren kusan varlıklar.Vaktinde gelmeyen 30-40 dk geciken otobüsleri görünce kaç kere İETT'ye ve ESHOT'a dua ettim.Ve bir de ırkçılık,dilinizi iyi konuşamıyorum dediğimde aha bu da göçmen çıktı bakışı ben karşılaştığım en sert tepkiydi lakin bir Portekizli arkadaşım ten rengi koyu olduğu için bariz aşağılamaya maruz kaldığını söylemişti.

Tabi sadece yerilecek değiller övülecek yanları da oldukça fazla,mesela burada müslümansanız sakalınızı kesmek zorunda ya da baş örtünüzü çıkarmak zorunda değilsiniz ya da Sih'seniz başlığınızı çıkarmak zorunda değilsiniz.Yahudiyseniz ne kadar garip karşılanırsa karşılansın kıyafetleriniz ve yaptığınız en az 5 çocukla sokaklarda dolaşabiliyorsunuz.Hastanelerde kalma durumunuz varsa dininize uygun yemek isteyebiliyorsunuz,Helal,Koşer Vejeteryan ve hatta Vegan yemekleri mevcut.
Evet bu anlattıklarım varken ırkçılık nasıl oluyor derseniz bir şekilde oluyor işte.

Bir de burada çok farklı milletlerden çok farklı dinlerden insanlarla tanışma fırsatım oldu aksi de olamazdı zaten.Nepalli,Filipinli,Pakistanlı,Hindistanlı,Afgan,Ganalı ,Zimbabveli,Şilili,Brezilyalı, Türk, Slovak,Romanyalı, Polonyalı,Fransız vb gibi bir çok miletten insanla çalışma fırsatım oldu.

Mesela otobüse bindiğimde en az 5 farklı milletten insanla yolculuk ediyorum buradaki insanların çoğu buna alışkın bir de kendimize bakalım,çoğumuz Suriyeliler geldi diye isyan bayrağını çektik hemen ama burada durum yıllardır böyle.Bu büyük devlet olmanın gerekliliği aslında.Tabi bu kadar çok farklı insan aynı zamanda çok farklı kültürlerini de buraya taşımış beraberinde Camden Town a giderseniz -ki bu gün gittik hanımla-Meksika Venezuella Malezya Endonezya Çin Tayland Macar vb. bir çok ülkenin yemeklerini tatma fırsatı bulabiliyorsunuz hatta Helal Fajita bile bulduk.

11 Haziran 2016 Cumartesi

Vakif Dernek Mekanlari - Charity Shop

Merhaba,

Bu gün sizlere İngiltere'deki derneklerden ya da onların tabiri ile Charity Shoplardan bahsedeceğim. Dernek deyince hemen aklımıza Türkiye'deki dernekler gibi dernekler gelmesin. 

Ne yazık ki Türkiye'de iki çeşit dernek türü mevcut.Bunlardan biri gerçekten işlerini hakkıyla yapan dernekler diğeri ise farklı isimler ve konular üzerine kurulup kumar oynatan dernekler. İngiltere'deki dernekler ise gerçekten kamu yararına çalışmakta.

İngiltere'ye ilk geldiğimde bir süre dil dolayısıyla iş bulamayınca eşimin önerisi üzerine Camden Town'daki Canser Research(Kanser Araştırma Vakfı)'da çalışmaya başladım bu süre zarfında hem dilimi geliştirdim hemde kültürlerine aşinalığım arttı. Bana dil ve kültür açısından oldukça yararı dokunduğu gibi sağlam arkadaşlıklar ve iş başvurularımda geçerli referanslar edindim.

Çalıştığım derneğin işleyişi şöyleydi. İnsanlar gereksinim duymadıkları eşyalarını(giyim, ev eşyası,kitap,cd vs...) bu tür derneklere bağışlıyorlar bunun sonucundan yapılan satışlar düzeyinde vergiden muafiyeti alıyorlar.Vakıf ise bunları kalitesine göre fiyatlandırıp uygun fiyatlarla satıyor. Ayrıca vakıflarda çalışmak genelde gönüllülük esasına dayanıyor haliyle vakıfın gideri minimum seviyeye çekiliyor.

Peki kimler çalışıyor bu vakıflarda bedavaya:
1-Öğrenciler
2-Dilini geliştirmek isteyenler
3-Emekliler
4-Vaktini hayır işlerini ayırmak isteyen varlıklı insanlar... 

Bu kadar anlatımdan sonra isterseniz şimdi de videomuzu izleyelim.  


Lütfen kanalımıza üye olmayı facebooktan beğenmeyi unutmayalım ;)

4 Haziran 2016 Cumartesi

Bisiklet Sevdasi

Merhaba,


Hatırlarsanız son yazım'da bedavadan edindiğim dağ bisikletinden bahsemiştim.




Bu yazım da ona devam niteliğinde sayılabilir aslında. O bisikletten sonra aşırı yağışlı günler hariç hiç otobüs kullanmadım daha önce de bahsetmiştim İngiltere'de ulaşım çok pahalı diye 2 ay içerisinde o bedava bisiklet ile yaptığım yaklaşık 150£ luk tasarruf sayesinde yeni ve daha hızlı ve daha güvenli birşey almaya karar verdim.

Zira ilk günlerde herkes (diğer bisiklet sürücüleri) basıp geçiyor, ben çok yavaş kalıyordum önceleri bunu kondüsyon eksikliği olarak yorumladım sonraları ise olayın kalite ve bisiklet tipi farkından kaynaklandığını anladım.Kimse basıp önüme geçemeyecekti artık (Nı ha ha ha).

Hemen internetten yeni bir bisiklet için araştırmalara başladım. Önce üç tür bisiklet karşıma çıktı:

1- Yol-Yarış Bisikletleri
2- Hibrit Bisikletler
3- Katlanabilir Bisikletler

Bu üç tür içerisinde son güne kadar fikir değiştirip durdum. Zira hepsinin diğerine göre üstün yanları ama kötü tarafları da vardı. Mesela Yarış bisikletleri hızlı şekilde ulaşım sağlıyorlar daha az enerji ile daha uzun yolları kat edebiliyordunuz.

Hatta bizdeki; 
"Abi, yetişemezsin tabi, adamlar bir pedalla 20mt gidiyor." lafını Çek Cumhuriyeti vatandaşı eşimden de duyunca,
"harbi mi lan?!?" dedim kendi kendime... 

Yarış bisikletinin kötü yanı ise süspansiyon sistemi olmadığı için her sarsıntıyı en derin bi şekilde mabadda hissetme durumuydu ayrıca hassas ve narin bisikletlerdi bunlar.Öyle çok çukura yamalı asfalta neyim gelemezlerdi. 

Hibrit bisikletler ise ince lastik takılmış dağ bisikleti olarak adlandırılabilir asfalt ve ufak engebeli yola uygundurlar sürüş konforu vardır lakin yol bisikletine göre yavaştılar.

Katlanabilen bisikletler ise tamamen iş dünyasına uygundu park sorunu yaşamıyordunuz, hava bozdumu katla al eline bin otobüse dön evine türünde avantajlarıda vardı. Lakin lastikleri küçüktü çok enerji az yol durumu mevcuttu.

Yaklaşık son bir ayımı kafada bu düşünceler cirit atıyorken geçirdim. Acaba o mu olsun bu mu olsun, yoksa eldeki bu bisiklete para harcayıp adam ettirip gittiği yere kadar kullanmalımıydım. Kafada deli sorular dönmekteydi. Sağolsun komşum ücretsiz olarak viteslerdeki problemleri de çözmüştü sadece ince lastik taktırsam belki ömür boyu bana yeteceklerdi.



Sonradan çalıştığım yere bir Sloven hafif sıyrık bir arkadaş geldi. Laf arasında, "ben de çok bindim bisiklete patene." dedi. "Niye bıraktın?" dedim. "Alt takımlarda sorun olmaya başladı doktora gittim o da yasaklayınca bırakmak zorunda kaldım" dedi.


O an yeni bisiklet almaya karar verdim :)
Zira alt takımlar önemliydi :) ve bu dağ bisikleti hakikatten bana uygun değildi.

İnternetteki araştırmalarımı sıklaştırdım. En son geçen hafta (Mayısın son haftası) bank holiday (yani buranın resmi tatillerine verilen isim)de indirim vardır belki diye evime yakın iki AVM'ye mağazasına gitmeye karar verdim. İlkinden içeri girerken hibrit alırım diye düşünüyordum. 200£ luk bir bütçe ayırmıştım malum 150£ u eski bisikletten kaynaklı tasarruftu kalan 50£ da eskiyi satarım diye tasarladım.(Yani bedavaya)

Mağazayı gezdikçe istediğim modellerin 300£ dan aşağı olmadığını gördüm sonra bir yarış bisikleti gördüm. 237.50£ fiyatı ile göz kırpt bana.Neyse dedim bir satış danışmanı gördüm, "200£ bütçem var uygun birşey arıyorum" dedim, bakındı şöyle bir kısaca ve o 237.50£ luk bisikleti gösterdi "bütçenize en yakın bu var" dedi. Ama 200£ um olduğu konusunda ısrar ettim "200'e olmaz mı?" dedim.
"Bi müdürüme sorayım" dedi. Bir yere gitti 2 dk sonra dönüp olur dedi havalara uçtum desem yeridir sonra aklıma öteki mağazayı daha görmediğim geldi. Adamdan 1 saat için süre istedim, "benim için 1 saat satmayın 1 saat sonra gelmezsem ne yaparsanız yapın" dedim, "olur" dedi.(İngiltere'de de pazarlık yaptım ya la :)) )
Ayrıca yüzsüzlüğe bak hem deli indirim al hem de 1 saat beklet adamları.

Diğer mağazaya gittim hiç biri içime sinmedi ne katlanabilirleri ne hibritleri ne de yarış bisikletleri.

Neredeyse koşarak geri gittim bu süre zarfında bu bisiklet bu iki mağaza dışında acaba kaç para diye internetten bakındım fiyatı normalde 480£ den 259£ a düşmüş gözüküyordu. Başka sitelerde de aşağı yukarı 210-270£ arasıydı.
"İyi madem, alayım" dedim kendime.

Selesindeki ufak hasarı gösterdiğimde zaten bu yüzden indirimde dedi. Yaklaşık yarım saat bisiklete bodyfit(anlamı bisikleti sürücü bedenine uygun hale getirmek) yaptı. Bana teslim etti kasada da yıllığı 5£ olan indirim kartı çaktılar almazsam bisikletin fiyatı gene 259£ oluyormuş, "eh ne yapalım, alalım, bizde" dedik onu da aldım bir de sağlam kilit aldım bisiklete 16£ da ona bayıldık bi güzel.

Evet sanırım sizde artık bisikleti merak ettiniz,
o halde resim hemen aşağıda :)


Bisikleti alır almaz hemen denemek için atladım bisiklete eve kadar sürdüm ama oldukça zor bir deneyim oldu dağ bisikletinden sonra yol bisikleti, zira frenleri tam kavrayamadım başlangıçta elim küçük kaldı sonradan gidonu doğru şekilde kavrayınca frenlere hakim oldum vites değiştirmek ise kafa karıştırıcıydı ilk başta. Sonra sonra alıştım.

Bi kaç kere işe gidip gelerek tecrübe arttırımına gittim bu arada beni geçen hibritlerin hepsine ve bazı yarış bisikletlilere tozumu yutturarak öcümü aldım(Demiştim nı ha ha ha diye :) ). Akıyor resmen, maaşallah. Sadece pedalları değiştirip ön-arka ışık takıp bir de zil almayı düşünüyorum. Pedallardaki kayışlar uygun ayakkabı ile sürmediğim için yere sürtmekte bu da oldukça tehlikeli. Bu yüzden ebaydan sipariş bile verdim. Bekliyoruz bakalım.

Bu arada malum önümüz ramazan. Tüm islam aleminin ramazanı da bayramı da şimdiden mübarek olsun.

Ben oruçlu olacağım(inşaallah) için bisikletime veda edeceğim 1 ay kadar zira burada 21.30 gibi iftar vakti yani günler uzun susuzluk öldürmesin bizi diye. 

Özleyeceğim ulan seni piskeletim :)

Bir de bisikletime isim vermek istiyorum. Yorum kısmına önerilerinizi yazarsanız, ciddiyetle değerlendireceğim. Hafif ve zarif olduğu için "Piskelet" adını da verebilirim aslında :)

Sonraki yazıma kadar hoşça kalın.
Selamlar, sevgiler ve hürmetler...

1 Nisan 2016 Cuma

Guzel Bir Gun

Guzelligin tanimi, anlami kisiden kisiye gore degisir. Isterseniz size benim guzel gunumden bahsedeyim.

Blogumu takip edip videolarimi izliyorsaniz az cok Ingiltere de yasadigimi ve buranin sartlarina uyum surecinde oldugumu biliyorsunuzdur. Bu surec bazen oldukca zorlayici oldugu gibi bazen ise oldukca kolay gelebilmekte.

Bu kolayliklardan biri ise trashnothing adli site,insanlar bu siteye uye olup ihtiyaci olmayan seyleri ihtiyaci olanlara ucretsiz olarak veriyorlar...
Daha once de videolarimda bahsettigim bu siteden dun guzel bir bisiklet sahibi oldum.

Ama hersey bu ilanla basladi...


Hemen iletisime gecip bisikleti ise gidip gelirken kullanabilecegime dair bir mail attim, sagolsunlar basvurular arsindan benim basvurumu kabul ettiler ve adres bilgilerini verip ne zaman musait olacaklarini ilettiler.

Randevuyu hemen ertesi gune aldik zira o gun gitmem gereken mutfak asistanligi isim iptal olmustu.
Hemen googlemap'tan haritayi cikardim binmem gereken otobuslere baktim.


Yol yaklasik bir saat on dakika kadar suruyordu ve randevu sabah saat 10.00 daydi. Alarmimi sabah 8.00 e kurup yattim. Sabah 8.00 de kalkip kahvaltiydi giyim kusamdi derken kendimi otobuste buldum. Yaklasik olarak bulusmaya 5 dakika kala sokaga vardim lakin sokakta olmasi gereken kapi numarasina sahip binayi bulamadim. Acaba fake ilan miydi ya derken verdikleri numarayi aradaim. Ilan sahibi sokaga cikacagini soyledi bende sokakta bir asagi bir yukari dolasirken aslinda kapi numarasinin arka sokakta kaldigini farkettim tam da ilan sahibiyle telefonda konusup adres detayini alirken goz goze geldik. Oldukca nazik biriydi ama acelesi oldugundan ancak dilimin ucuyla tesekkur edebildim.


Bisikleti alir almaz hemen kontrol ettim neticede 7.1 mil(yaklasik 11.4 km)lik bir yolu bisikletle mi yoksa bisiklet elimde yayan olarak mi gidecegimi anlamam gerekiyordu.

Ilk tespitlerde frenler saglamdi,lastikler inikti. Deneme yaptim lastiklere cok yuklenmeden ara ara bisikletle ara ara yayan gitmeye karar verdim. Hemen gene googlemap'tan rotayi saptadim. 



Bisiklet surerken haritaya bakmak telefon kullanmanin bu kadar zor olacagini tahmin edememistim.Londra'da bazi otobuslere bazi vakitlerde bisiklet ile binilebilmekte ama riske girmek istemedigim icin bu yolu secmistim.Ceremesini de cekiyordum ama en azindan artik 100£ odemeden bir bisiklet sahibi olmustum.

Ilk isyolda giderken bir lastikci aramak oldu lakin yolun yarisi bittigi halde kime sorsam arkamda kaldigini soyluyordu yol boyunce gormeden gectigim ya 3-4 lastikci vardi ya da yol boyunca 3-4 yalanci Ingilize fenk gelmistim. Tabi hic bir sekilde geri donmedim. Eve yaklasik 5-6 km kala bir benzincinin arkasinda kalan lastik sisirme otomatini gordum.50p yaklasik 2tl atarak 5dk boyunca sisirme yapiyordu bu makina. Be makinanin basina vardigimda benden az once biri kullanmis sayaca 2 dk 06 sn den geriye sayiyordu para harcamaya gerek kalmamisti ve gene dort ayak ustune dusmustum. :)
Hemen on lastigi sisirdim, arka lastige sira geldiginde makina arka lastigi ne kadar ugrassamda sisirmedi bu cabalamam sirasinda da makinanin suresi doldu, mecburen 50p yi attik makinaya tam 5 dk cabaladik ama ne fayda.


Isin kotu yani arka lastikteki mevcut havayida kacirdi makina kalan 5-6 km yi bisikleti elde yayan bi sekilde geldim eve.Acaba lastik patlakmiydi,zira iniklastikle yaklasik 7-8 km yol gelmistim jant lastigi kesmis olabilirdi. Oldukca yorulmustum 2 saat kadar yatip uyudum.

Kalkinca hemen sportdirect adli magazaya gidip lastik pompasi ve bisiklet kilitleme zinciri aldim. Eve geldim hemen arka lastige hava bastim ilk basta sismedi lakin biraz debeleyince yeteri kadar sisti.
Bahcede ufak bir tur attim hava kaciriyormu diye kulagimi dayayip dinledim,sorun yok gibiydi.Cok sukur...

YOU ARE A LEGEND MAN.
Biraz kendimi toparlayinca yakindaki parka gidip genclerle top oynayayim dedim.Sanki yeterince yorulmamisim gibi...
Futbol oynayanlar bilirler gununuz gununuzu tutmaz bir gun Sabri gibi oynarsiniz vurdugunuz Turksata gider bir gun messi kesilirsiniz her vurdugunuz gol olur.Iste bu gun ben messiydim iki tane kaleden kaleye gol atinca takimimdaki cocuklardan biri,
 You are legend man deyiverdi.

Sonra eve geldik yemek yedik bizim guzel gunumuzde boylece geciverdi bakalim kalan hayatimizda daha ne guzel gunlerimiz gececek.

Bu arada ertesi sabah kalkip lastigi gene kontrol ettim sorun yoktu simdi bisikleti biraz temizleyecegim zira uzerinde orumcek aglari mevcut bir de vites gecislerindeki sorunu cozmeye calisacagim. Bakalim bu gunde guzel bir gun olacak mi?

9 Mart 2016 Çarşamba

Britanya'da Hayat Bolum 3 Turk Bakkali

Merhaba Arkadaslar,
Bu gunku maceramizda bir Turk Bakkali'na gidiyoruz yol boyunca gerilimli anlarda bizi beklemekte ;)
Turk Bakkali'ndan yapilan alisveris bu alisveris esnasinda karsilastigimiz surpriz ve diger ek bilgilerle karsinizdayiz.Umarim zevle izlersiniz.


 

23 Şubat 2016 Salı

Britanya'da Hayat Bolum 2 Cuma Namazi Macerasi.

Herkese Merhaba,
Ikinci yazimiz olan Cuma Namazi Macerasi ile karsinizdayiz,
Cumaya giderken insanin basina neler gelebilir demeyin videomuzu sonuna kadar izleyin gorun.
Iyi seyirler...

Bu arada videolarimiza bundan kelli ufak tefek ozel efektlerde eklemeye basladik umarim begenirsiniz.


Lutfen akliniza takilan herhangi birsey olursa muhakkak sorun,,elimizden geldigince yardimci olmaya calisacagiz.

Sonraki videomuzda gorusmek uzere.